Kaş Mutlu Son

Kaş Mutlu Son Her yerde onu arıyorum. Bu beni çoğu zaman huysuz yapıyor, görüşümü görenıklaştırıyor, keyfimi kaçırıyor. O güzel mevsim gelmek üzere; bu mevsimde cadde ve sokaklardaki ortak yaşamda, kışın toplumsal hayatta epey pahalıya patlayacak bu minik nimetlerin hepsi birden alınabilir; zira bir genç kızın unutabileceği çok şey varsa da, bir durumu unutamaz. Toplumsal hayat hakkaten inşam hanımlarla temasa sokar, ama orada bir ilişkiyi başlatmanın estetik bir yanı yoktur. Sosyal hayatta her genç kız silahlanmıştır, orada işin tadı kaçmıştır, her şey durmaksızın tekrarlanır, kız aslabir şehvet heyecanı duymaz. Kız sokakta açık denizde gibidir ve bu nedenle her şey daha dolu dolu görünür; sanki her şeyde bir giz varmış gibidir. Caddede görmüş olduğum bir genç kızın bir gülümsemesine yüz dolar verirdim, fakat bir partide elimi sıkması için on dolar bile vermem; bunlar çok farklı türden para birimleridir.

Kaş Mutlu Son

Kaş Mutlu Son İlişki yoluna girdikten soma artık söz konusu kişiyi partilerde arayıp bulabilirsiniz. O kızla aranızda, sizi baştan çıkaran, gizli saklı bir bildirişim vardır ve bildiğim en güçlü uyarmacı da budur. Kız bunu konuşmaktan çekinir fakat onu düşünür; sizin bunu unutup unutmadığınızı bilmez; kızı önce bir halde, soma başka bir halde baştan çıkarırsınız. Bu yıl herhalde pek fazla koleksiyon yapmayacağım, bu kız kafamı çok meşgul ediyor. şu demek oluyor ki kazancım düşük olacak, ama büyük ikramiyeyi alma umudum var. 5 Mayıs nalet olası şans!

Geldiğin için asla lanetlemedim seni, gelmediğin için lanetliyorum. Yoksa bu senin yeni bir icadım mı, ey akıl sır ermez varlık, mevcud her şeyin kısır anası; zorunluluğun özgürlüğü doğurduğu, özgürlüğünse anasının rahmine tekrar geri dönsün diye kandırılmasına göz yumduğu zamanların biricik artığı? Nalet olası şans! Sen, benim tek sırdaşım, dostum ya da düşmanım olmaya değer görmüş olduğum tek varlık, ne denli farklı olsa da o hep aynı, hep akıl ermez, hep muamma olan! Sen, ruhumun tüm içtenliğiyle sevdiğim, suretinden kendimi oluşturduğum, niçin çıkmıyorsun ortaya?